Birini kıracağım zaman, benden hoşlanan birine (artık nefret ediyor) ben de ondan hoşlandığım halde benden uzak durmasını söylemeyi düşündüğüm zaman ve diğer pek çok kendimdense bir başkasını düşündüğüm zaman yükü kendi sırtıma almayı seçtim, yalan söyledim, gerçeği gizledim, davranışlarım dahi yalandı. Kimseyi kırmamak için gerçekleri yalnızca kendime sakladım ve dizilerdeki gibi kendinden soğutma yöntemlerine başvurdum o kızı uzaklaştırmak için. Daha pek çok şey oldu hatta belki de Özdemir Asaf'ın "Çizik" şiirine farklı bir yorum getirdim. Bunları yaparken güvendiğim şey kendimdi, ben katlanabilirdim. İlk başta katlanabiliyorum sandım, açıkçası çok geç olana kadar katlanmanın bu olmadığını fark etmedim. Kötü şeyler olduğuna, yanlış anlaşıldığımda iç çekip doğru yaptığımı düşünüyor ve yoluma devam ediyordum. "İçine atmak" deniyor buna, katlanmak anlamına geliyor fakat katlanmakla benim bahsettiğim başka. İçinize attığınızda bir süre sonra dolarsınız daha fazla içinize atamazsın yani "katlanamazsınız". Katlanmanın böyle bir sınırı yoktur, bir yerde biriktirmez. Var mı öyle bir şey bilmiyorum ama ben katlandığımı düşündüğüm zaman sonsuz bir katlanma kapasitem var sanıyordum. Oysa kendi kendime kötü davranılmasına sebep olduktan sonra durumdan içten içe yakınıyormuşum... Benim için büyük sürpriz, ben zaten başından beri katlanamıyormuşum da "alışma" denen iğrenç eylem sayesinde kötü şeyleri kabul edip onlara karşı "tepkisiz"leşmişim yani tepki göstermiyorum, içimde bir şey hissediyorum, bu hisler fokurdayıp yukarı geliyor sonra tekrar iniyorlar. Tepkiye katiyen dönüşmüyorlar. Ben kendimden tamamen habersiz yaptığımı yapmaya devam ettim ve hem kendimi daha da kötü duruma soktum hem de her şey iyice düğmük oldu. Artık geri alamıyorum çünkü:
- Tepkisizleştiğim için bu konularda haksızlığa uğradığımda ansızın bitik düşüyorum, bitkinlikle savaşabilirim bilincimi kullanarak fakat düşünemiyorum bile, öyle bitkinim ki öyle kaybettiğimi kabul etmişim ki aklıma neden haklı olduğum dahi gelmiyor.
- Anlaşılmıyorum ve de hakkımda önceden kalan kötü kanılar var. Üstelik de çok fazla. Ön yargıyı aşamam.
- Haksız olduğum düşünülüyor ve aksini söylemeye kalkarsam haksız ve kendini haklı göstermeye çalışıyor olurum. Ayrıca lafı ağzıma tıkmak için çocukça davranan ("Hehe öyle öyle") insanlarla uğraşıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder